BİR YANIM MADUN YANİ, BÜYÜK BÜYÜK NENEM İLE AYNI TOPRAKLARDA ...

Kocaman yeşil bir ağaç kalmış aklımda suyunun serinliğini hala hatırladığım bir kuyunun yanında.
Ve rüzgârın yapraklarında dans ettiği güneş ışınlarının sihirli ışınlara dönüştüğü ağacın altında içtiğim yeni sağılmış sütün tadı. Bu defa çok yıllar sonra değil gidişim, çünkü tek parça beni mutlu eden, bana yeten bir arazim var Madun ‘da. Çiftçi kayıt sisteminde ise adım.
Hani anlatmıştım ya yıllar sonra gidip de kavanoza doldurulup baş ucuma yerleştirilen kızgın toprak parçasını, işte o Madun ‘ dan.
Bugün bayramın ikinci günü ve ben Madun’ a doğru yol almaktayım arabamda şekerler, rengarenk toplar ile.
O kadar özlemişim ki; buraları sizler için çok normal olan olaylar benim için derin mutluluk kaynağı.
Hava ısınmaya başlamış, yüreğimde eski zaman yaz aylarının sıcaklığı, yollar henüz toprak iken gidip geldiğimiz yıllar, aklımda Ate yani Fatma Nenem. Yani babamın babaannesi, Madun köyünden Fatma Nenem, Ate.
Şimdi Şanlıurfa’ da evimde oturmuş çayımı yudumlarken Dvorjak nağmeleri eşliğinde, yüzümde gülümseme ile anıyorum yaklaşık bir hafta önceki Madun ziyaretimi.
Masalın neresindeyim, ben mi ziyaret etmekteyim çocukluğumun derin zamanlarını, anılar mı beni ziyaret etmekte?
Hilvan üzerinden geçip kendimi yollardan bırakışım kırmızı arabam içinde ve kulağımda annemle babamın yıllar öncesinin Anadol marka arabası içinde mani atışmaları:
Masa üstünde pekmez
Bu pekmez bana yetmez
Siverek’ in kızları
Taksisiz gelin gitmez
veya
Ay doğar sini sini
Sevmişem birisini
Cellat başımı vursam
Söylemem ben ismini

241641627_10159306147408744_5114968720982812376_n.jpg

Yavaşça geçen zaman işte Madun…
Ortaklarım eşleri, çocukları güneşin ısıttığı bahçede ilk sohbetlerimiz çocukların neşesi, minik kızın kırmızı elbisesinin güzelliği
İşte bir yanım Madun işte kırık yanlarım onarılırcasına, yaralarım sarılırcasına güneşin ışınları beni sarmalamakta dostluk ve sevgi hisleri arasında.
Bu bayramın ikinci günü Madun’ da bayram yemeği hem de iki kez 😊
Biraz anılar biraz bu zamanlar sonsuz ışık halesi.
Sonra oradan babamın eski ortaklarına geçiş ki itiraf ediyorum orada da yedim yemek.
Kaçak çayın deminde eski günlerin sözleri, anıların odanın içinde yükselişi.
Ate de dolaşmış bu topraklarda, mavi gözlü dedem de, babam da …
Belki tam benim oturduğum köşede oturmuş büyük büyük nenem o çok sevdiği kitaplarını okumuş, belki dedeme hamileyken de gelmiş gezinmiş bu diyarlarda…
Masal gibi sanki…
Yüzyıldan fazla bir zaman sonra kendisi gibi çok kitap okuyan torununun kızı; kararlı burada kalmaya en azından kökünün bir sürgününü burada boy attırmaya, buğday başaklarını seyre dalmaya…
Dünyada bir çok ülkelerde dolaşsa da , Türkiye’ nin her bir güzelliğine aşık olsa da kökünün bir parçası burada kendini bulduğu dünyaya ve kendisine ait bu toprak parçasında…
Bir yanım Madun yani, bir köküm Madun, büyük büyük nenemin dolaştığı toprağa basmaktayım yani…
Mavi gözlü dedemin, yeşil gözlü babamın ( gözlerimin rengini aldığım adam) dolaştığı topraklara…
Kısacası masal gibi, biraz sisli, biraz gerçek, biraz hatırladıklarım, biraz araştırarak ulaştıklarım toparlanıp biraz gerçek biraz masal inşallah güzel bir kitap olacak…
AŞKLA VE SAYGIYLA…
MEZOPOTAMYA PRENSESİ
28.04.2023
SIRRIN/ ŞANLIURFA