DEPREM VE SİYASİ ERK YA DA DEVLET OLMAK VE KOORDİNASYON
‘’Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği ve en genel tanımıyla “İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan, normal yaşamı durdurarak veya kesintiye uğratarak toplumları etkileyen ve yerel imkânlar ile baş edilemeyen her türlü doğal, teknolojik veya insan kaynaklı tüm olaylara” afet denilmektedir.’’ (1)
Deprem sınıf olarak doğal kaynaklı afetlerdendir.
Afetlerin veya bir afet olarak depremin beklenen sonuçları
1. Can kayıpları
2. Mal kayıpları
3. Ekonomik kayıplar
4. Sosyal kayıplar
Afetlerin özellikle doğal afetlerin önlenemeyeceği kesin bir gerçektir. 22 Ağustos 1999 yılında Bolu Depremi sonrasında yazdığım gibi ‘Biz Bir Deprem Ülkesiyiz’’ Daha o yıllardan alınması gereken tedbirleri, olması gerekenleri kısaca irdelemeye çalışmışım. (BİZ BİR DEPREM ÜLKESİYİZ | Yonca Ayas)
Ama dönüp baktığımızda sanki aradan farklı depremler uzun yıllar geçmemiş.
Depremler önlenemez ama olumsuz sonuçları önlenebilir ve en azından azaltılabilir.
Bu ise afet yönetimi ile mümkündür.
“Afet Yönetimi” kavramı kısaca, afet safhalarında yapılması gereken faaliyetlerin koordine edilmesi, yönetilmesi şeklinde tanımlanabilir (Sarp N. Sağlık Hizmetlerinde Afet Yönetimi. Deprem
Araştırma Enstitüsü Bülteni, 26, 1999, s. 81)’’ (2)
İlk soru tam da buradan gelmeli son afet sonrası:
Yetkili ve sorumlu birimler KOORDİNASYON işlevini yeterince oluşturabildi mi, yönetebildi mi?
Afet yönetimi tek başına içinde DEVLET veya SİYASİ ERK barındıran bir sistem değildir. Devlet ve siyasi erkin yanı sıra;
Yerel yönetimler,
Güvenlik güçleri,
Medya,
Üniversiteler,
Sivil toplum örgütleri,
Meslek odaları, sendikalar
Deprem uzmanları,
Uluslararası kuruluşlar,
Halk
Koordinasyon kelimesi ile yukarıda yer alan listeye birlikte bakmak zorundayız.
Yetkililer tarafından durum 4. Seviye alarm olarak vurgulanmıştır ki bu uluslararası boyutta yardımı da içermektedir.
Peki ne oldu ya da işi koordine etmesi gereken DEVLET veya SİYASİ ERK ne yaptı, ne yapmaya çalıştı sorularını sormayıp farklı bir yoldan yazımı toparlayacağım.
BEN OLSAYDIM NE YAPARDIM?
ÖNCELİKLE ASLA YARDIM ETMEK İSTEYEN HİÇBİR KURUM İLE HALKIMIN ARASINA GİRMEZDİM KOORDİNE EDERDİM Kİ BU DEVLET OLARAK BENİM DE YÜKÜMÜ AZALTIRDI
1. Depremin ilk sonuçlarını alır almaz şeffaf olarak milletim, siyasi partilerim ve tüm sivil toplum kuruluşlarım ve dünya ile paylaşırdım.
2. Derhal deprem olan illerdeki nüfus veri tabanlarına girerek yaş, cinsiyet, engellilik, kronik hastalık, eğitim, sağlık personeli vb. bilgileri önüme toparlardım.
3. Yardıma koşmak isteyen tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve koşması gereken yerel yönetimler, üniversiteler, güvenlik güçlerine ulaşarak öncelikle her bir kurumu en hızlı ulaşabileceği alanlara yönlendirirken yardım limit ve çeşitlerini veri tabanıma işlerdim. Gerekirse bu iş için ki ülkemizde çok fazla var, bağımsız beyaz hackerlardan, yazılımcılardan yardım isterdim. O çocuklar için bu işler var ya çocuk oyuncağı, çocuk oyuncağı…
4. Hemen akabinde yardım için yollara düşen sivil toplum kuruluşlarına derhal bölge paylaşımı yapardım. Örneğin ‘’A grubu şu 3 kent senin, B grubu senin gücün az bir kent, sen belediye başkanım sahra hastaneni şuraya kuracaksın…’’ zaten OHAL var dinlemek zorundalar.
5. Filanca siyasi parti ne yapabilirsin? Şuraya lütfen…
6. Bu sırada devlet olarak arama kurtarma çalışmalarına başlamış olurdum ki zaten yardım akıtan ülkem ve insanlarım sayesinde depremzedeler için ilk yardımlar koordineli bir şekilde akmaya başlamış olacaktı.
7. Bir yandan da bilimsel nüfus verilerim bana hangi bölgede olası çocuk malzemesi ihtiyacı, olası engelli ihtiyacı veya olası yaşlı sayısını vermiştir ki yardım çeşitlerini koordine edebileyim.
8. Tekrar döner görevlendirme yaptığım kurumların bölge çalışmalarını denetlerdim dikkatinizi çekerim YASAKLAMAZDIM, DENETLERDİM …
Bu yaklaşımın ülkeme FAYDALARI:
1. İş birliği ruhu daha sıkı oluşurdu
2. Başka kurumların yapabileceği eylemlere gücümü harcamamış olurdum
3. Halkımın morali bozulmaz, tepki çekmezdim
4. Görev verdiğim kurumlar üstlendikleri işleri yapamazsa günah keçisi olmazdım ya da rahatça hesap sorar halkıma şikayet ederdim
5. Koordinasyon konusunda gösterdiğim bu başarı ile SİYASETÇİ değil DEVLET ADAMI olduğumu gösterirdim
Sonuçta kazanan önce ülkem, yaralı halkım olurdu
Ben ise sevgi ve takdir alırdım…
Sanırım bu BEN OLSAYDIM yazısından sonra olanları ve olmayanları yazmaya gerek yok.
İktidar ne yazık ki KOORDİNASYON görevini yapamamış, ortalığın tartışma, itişip kakışma, sen yaptın ben yaptım alanına dönüşme, tam bir kaosa çevrilmesine neden olmuştur.
Aslında sadece kendi gücünü, halkının gücünü ve yardım etme dürtüsünü birleştirip koordine edecekti…
O zaman ne bebek olmayan yerlere çocuk maması ya da zaten diyelim ki 3000 bebek olan yere 5000 çocuk maması gider, ne de yaşlı nüfusun fazla olduğu yerlere genç giysileri iletilir, ne de 40 yerden 40 farklı şekilde yardım şekilleri oluşurdu…
Sadece KOORDİNASYON yeterdi,
Siyasi erk değil DEVLET OLMAK yeterdi…
BEN OLSAYDIM…
SİZCE?
Tabi ki bunlar daha başlangıç, çok işimiz var çok…
Dr. Fahriye Yonca AYAS
27.02.2023
SIRRIN / ŞANLIURFA
KAYNAKLAR
1. Dünya’da Ve Ülkemizde Afet & Acil Durum Yönetimi Ve Güncel Yaklaşımlar
Dr. Fatih YAMAN, Kitap 2021, Aralık
2. Afet Yönetimi ve Afet Odaklı Sağlık Hizmetleri Işık Ö. ve ark. Okmeydanı Tıp Dergisi 28 (Ek sayı 2):82-123, 2012
SOSYAL MEDYA ADRESLERİ