DEPREME DAİR 1 TESPİTLER
Büyük bir doğal afetin içinde Türkiye.
Aslında bekelenen ama göz ardı edilen bir afet.
22 Ağustos 1999 yılında yazmış olduğum yazıdaki satırlara göz atacak olursak:
‘’ Çünkü ansiklopedimi açıp baktığımda 365–1991 yılları arasında gerçekleşmiş olan önemli depremler arasında üç tanesi Anadolu’muzda gerçekleşmiş. 1268’de deprem 60.000 ölü vermiş Anadolu. Biz bir deprem ülkesiyiz.
Anadolu’da gerçekleşen ilk önemli deprem İ.Ö 330 Niksar depremi, sonrakiler: İ.Ö 69Antakya 17.000 ölü, 334 Kilikya 40.000 ölü, 1168 Erzincan 12.000 ölü ve uzayıp giden bir liste.
1925–1922 yılları arasında ise 48 deprem olmuş ülkemizde 65 yılda 48 deprem. Biz bir deprem ülkesiyiz.
Ülkemiz Alp deprem kuşağının üzerinde yer almaktadır. Kuzey Anadolu Kırık kuşağı bu kuşak üzerinde çok etkin bir bölge olarak uzanmaktadır. Türkiye’nin ikinci kuşağı ise Doğu Anadolu Kırık kuşağıdır. Ülkemizdeki depremler daha çok Kuzey Anadolu Kırık kuşağı üstünde olmaktır.
Doğuda Varto ve Üstü kara’dan başlayan bu kırık kuşağı, batıya doğru Erzincan, Koyulhisar, Reşadiye, Niksar, Tosya, Çerkeş, Mengen, Bolu ve Adapazarı’ndan geçerek Ege kıyılarına kadar uzanır.
1924’ten bu yana yüksek şiddetteki 48 depremden 24 tanesi bu kırık kuşağında görülmüştür. Bu kuşakta oluşan depremlerin yol açtığı zararlar, elips biçimi bir alanda toplanmaktadır.
Biz bir deprem ülkesiyiz.
Bilgilerin başında söz etiğimiz Alp kuşağına gelince, başlıca iki büyük deprem kuşağı, büyük okyanusu çevreleyen Büyük Okyanus Deprem Kuşağı ile Asor Adaları’ndan başlayan, Akdeniz ve Ortadoğu üstünden Hindistan’ın kuzey kesimlerine ve Endonezya’ya kadar uzanan ve buradan Büyük Okyanus deprem kuşağı üstündeyiz. Ve bizim Kuzey Anadolu Kırık Kuşağımız çok etkin bir bölge olarak uzanmaktadır.
Biz bir deprem ülkesiyiz.
Bunu bilmeli, buna alışmalı, bununla yaşamayı öğrenmeliyiz. Buna her an hazırlıklı olmalıyız. her şeyimiz ile; binalarımız, bina ruhsatlarımız, kurtarma ekiplerimiz, sağlık ekiplerimiz ile biz her an depreme hazır olmalıyız, olmadığımız zaman kayıp gerçekten de yerine konulmayacak bir değerdir: İnsan hayatı.’’
1999 yılından bugüne neleri değiştirebildik.
Başlamış bulunduğum bu yazı serisini bir bilim insanı bakış açısı ile oluşturmaya çalışacağım.
NURDAĞI KÖMÜRLÜ 2023
Bu yazı serisinde Bolu Depremi sonrası gönüllü çalışırken edindiğim tecrübeler, hekim olmanın ve yıllardır iş sağlığı alanında çalışıyor olmanın kazandırdığı bilimsel ve pratik bilgiler, çalıma ekonomisi mezunu olmanın verdiği ekonomik bakış ve Hacettepe Üniversitesi doktora öğrencilik yıllarımın sunduğu bilimsel bakış açısı yol göstericim olacaktır.
Öncelikle durum tespiti yapmak zorundayız. Bu tespitten sonra tek tek sorunları ele alıp çözüm önerilerimi sunmak ve kafamda oluşan organizasyon şekillerini sizlerle paylaşmak hatta önerileriniz ile oluşturmak niyetindeyim.
DURUM TESPİTİ ANALİZİ
1. Değiştirilemez gerçek BİZ BİR DEPREM ÜLKESİYİZ
2. Şu ana kadar ülkemizin yerleşiminde, binaların düzenlenmesinde BİR DEPREM ÜLKESİ olduğumuz dikkate alınmamış durumdadır.
3. Ülkemizde bina yapımı ile uğraşmakta olan inşaat sektöründe yer alan kişiler deprem konusunda ne bir eğitime tabi olmakta ne de bu işi yapmak için bir şartnameye tabi tutulmaktadır.
4. Devlet bünyesinde konuya hakim yöneticiler gerekli konumda yer almamaktadır.
5. Sadece iktidar ortakları değil diğer siyasi partilerin de konu ile ilgili planları, programları mevcut değildir.
6. Sivil Toplum Kuruluşlarımız afet zamanları dışında konu ile ilgili bilimsel uyarıcı çalışmalar yapma konusunda çaba içinde değildir.
7. Ticari büyük firmalarımızın bile bu konuda afet planı, olsaı durumlar için hizmetin sürmesi için hazırlığı mevcut değildir.
8. İlgili alanlardaki bilim insanları hariç, diğerleri bizler bile afet zamanları dışında konunun ayırdında değiliz.
9. Ülkemizde yaşayan insanlar bireysel olarak kendilerini ve ailelerini korumak için bilinçli seçimler yapmayıp, yaşam tarzı oluşturmamaktadır ancak burada asıl sorumlu yine bu bilinci veremeyen devlet mekanizmaları, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıdır.
10. Ülkemiz ekonomik işleyişi bu tür afetler için GERÇEKTEN düzenlenmemiştir. Anlık duygusal ve siyasi çözümler ile çare üretilmektedir.
Yukarıda sırlamış bulunduğum listeyi yazılar ilerledikçe örnekelri ile açıklayıp çözüm öneriler getirmeye çalışacağım.
Tespit olmadan çözüm önerilemez ve tespitler yapılırken iş sağlığı disiplini içinde ilerleyerek önce kök neden(ler) araştırılmalıdır.
Dr. Fahriye Yonca AYAS
ŞANLIURFA
11.02.2023 08.04